|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
Colloquial |
|
1 |
Konuşma Dili |
get what for [uk] f.
|
sert/ağır bir şekilde cezalandırılmak |
|
2 |
Konuşma Dili |
get what for [uk] f.
|
gününü görmek |
|
3 |
Konuşma Dili |
get what for [uk] f.
|
çok fena azar işitmek |
|
4 |
Konuşma Dili |
get what for [uk] f.
|
çok fena fırça yemek |
|
5 |
Konuşma Dili |
what do you want, a biscuit? [uk] expr.
|
ne istiyorsun, ödül mü? |
|
6 |
Konuşma Dili |
what do you want, a biscuit? [uk] expr.
|
bunun için sana ödül mü verelim? |
|
7 |
Konuşma Dili |
what do you want, a biscuit? [uk] expr.
|
ne olmuş yani? |
|
8 |
Konuşma Dili |
what do you want, a biscuit? [uk] expr.
|
ne yapalım yani? |
|
9 |
Konuşma Dili |
what do you want, a biscuit? [uk] expr.
|
ne bekliyorsun, kırmızı kurdele mi? |
|
10 |
Konuşma Dili |
what do you want, a biscuit? [uk] expr.
|
ne olmuş yani, madalya mı takalım? |
|
11 |
Konuşma Dili |
what do you want, a biscuit? [uk] expr.
|
ne olmuş yani, kırmızı kurdele mi takalım? |
|
12 |
Konuşma Dili |
what do you want, a biscuit? [uk] expr.
|
ne bekliyorsun, madalya mı? |
|
Idioms |
|
13 |
Deyim |
give somebody what for [uk] f.
|
birinin canına okumak |
|
14 |
Deyim |
give somebody what for [uk] f.
|
birine çok fena fırça çekmek |
|
15 |
Deyim |
give somebody what for [uk] f.
|
birini çok fena haşlamak |
|
16 |
Deyim |
give somebody what for [uk] f.
|
birinin burnundan getirmek |
|
17 |
Deyim |
give somebody what for [uk] f.
|
birine gününü göstermek |
|
18 |
Deyim |
get what for [uk] f.
|
canına okunmak |
|
|
19 |
Deyim |
get what for [uk] f.
|
fena halde fırça yemek |
|
20 |
Deyim |
get what for [uk] f.
|
çok fena haşlanmak |
|
21 |
Deyim |
get what for [uk] f.
|
burnundan gelmek |
|
22 |
Deyim |
get what for [uk] f.
|
gününü görmek |
|
23 |
Deyim |
does (exactly) what it says on the tin [uk] expr.
|
adından bekleneni yapar/verir |
|
24 |
Deyim |
does (exactly) what it says on the tin [uk] expr.
|
adından da belli zaten |
|
25 |
Deyim |
does (exactly) what it says on the tin [uk] expr.
|
kutunun üzerinde yazan neyse o |
|
26 |
Deyim |
does (exactly) what it says on the tin [uk] expr.
|
tam söylendiği gibi |
|